23 Aralık 2009 Çarşamba

Kassap Steak House - Atasehir

Bir yer hakkinda yazmadan once genellikle bir kac kez gidip kesin bir fikir sahibi olmaya calisiyorum; ayni yer gunun gittiginiz saatine gore bile degisebiliyor, aksam uzeri ile aksam arasinda lezzet ve servis acisindan inanilmaz farkliliklar gorebiliyorsunuz, veya iyi baslayan bir yer kotulesebiliyor, ya da tam tersi kotu baslayip sonradan isler yerine oturabiliyor vs.

Bazen de bir yer icin tek sefer bile yeterli geliyor. Detaylar mekanin kalitesi, ya da ne kadar omurlu olacagi hakkinda bilgi veriyor.

Kassap' da aynen bir kez gitmenin yeterli olacagi turde yerlerden.

Cok sayida masa (artik bu Atasehir normu oldu galiba), soguk (isi bakimindan), al benisi olmayan, Dukkan ne yaptiysa A'dan Z'ye onu taklit ederek yola cikmis bir mekan.

Etler, menu secimi, hatta menunun kendisi, salatasi, hersey Dukkan' in karbon kopyasi. Ismarladigim et, iki ince dilimin ust uste konularak getirildigi son derece sinirli ve sert bir et idi, Birakin dry aging'i, sanirsiniz hayvan az once bahcede kesilmis de gelmisti. Kassap, kendisini butcher / steak house konsepti ile piyasaya cikaran bir yer olarak (esim sert yazinca bana kiziyor) "pek iyi sayilmaz".

Iri bas hayvanlarimizin irki zaten kotu, angus yerine melez irklari yiyoruz. Bu hayvanlarin besisi ve sonrasinda kesim teknikleri ise daha da kotu. Dolayisiyla steak isi bizim memlekette zor. Yapan bir iki yer var, onlarda isin basindan yani besicilikten tabaga servise kadar bizzat isi kontrol ederek kalitelerini belli bir seviyede tutabiliyorlar.

Kassap' a geri donersek, fiyatlar Dukkan ile ayni, iki kisi sarap ile 180-200 liraya cikarsiniz. Ozetle, bir fark yaratamamis, uzerinde igreti duran bir konsept ile yola cikmis bir mekan.

Bir daha gider miyim, sanmiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder