8 Nisan 2010 Perşembe

Il Padrino - Caddebostan

Gecenlerde eski arkadaslarimla Il Padrino'ya gittik. Soyle bir dusundum, tam 15 senedir Padrino'ya gidiyormusum. Hala ilk giristen itibaren guzel yemegin kokusu sizi sariyor, ac olmasaniz bile karniniz bir anda guruldamaya basliyor. Sonra gelsin carpaccio, pizza, linguine vs bilimum hamur isleri. Saraplar deseniz belli bir ortalamanin uzerinde, fiyatlari cok sisirilmemis, insani seviyede.
Ortalik senlikli ve biraz da kaotik bir havada olmasina ragmen servis aksamiyor, kullanilan malzemelerin hic bir zaman kotulestigini gormedim, lezzetler deseniz ayni sekilde hic geriye gitmiyor. Ama en onemlisi, burasinin 15-20 senedir ayni kalite ile ayakta kalmasini altindaki neden nedir biliyor musunuz, Il Padrino' nun sahibi ne zaman gitsek isletmesinin basinda, sef garson 15 senedir degismedi, her daim kontrolu elinde tutuyor, bize yemeklerimizi getiren garson ile sohbet ettim 13 senedir Padrino' da calisiyormus. Iste basariyi getiren bence bu, yani ise ve dolayisiyla musteriye karsi olan saygi.
Kisacasi Il Padrino (Atasehir'i disarda tutuyorum) bana sorarsaniz Istanbul' un gercek Italyan lokantasi. Gorunmek degil, gercekten yemek yeyip, arkadaslarinizla sohbet etmek istiyorsaniz mutlaka gidin. Restoranciligin show isi degil, malzeme ve musteriye saygi isi oldugunu goreceksiniz.

3 yorum:

  1. Köpeğinizle kesinlikle gitmenizi önermediğimiz bir mekan.. Bu akşam köpeğimizi bahçeye bağlamamıza rağmen aldığımız servisin kabalığı nedeni ile asla gidilmeyecekler listesine girmiş bulunuyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neslihan hanım,

      Köpeğiniz ile 1. sınıf al a carte bir restorana gitme görgüsüzlüğünü icra etmiş olmanız karşılığında, işletmenin size servis yapmayı kabul etmesi bile büyük bir nezaket göstergesidir.

      O yüzden siz siz olun, iğneyi kendinize çuvaldızı işletmeye batırın...

      Sil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil