24 Şubat 2010 Çarşamba

X Restaurant Bar - Deniz Palas IKV, Sishane


Istanbul Kultur Vakfi' nin yeni tasindigi Deniz Palas'in cati katinda acilan X Restaurant' a pazar gunu gec bir ogle yemegi icin gittik.

"X" Borsa Restaurant' larin sahibi Rasim Ozkanca' ya ait. Manzara ve ortam itibariyle biraz 360 ile Istanbul Modern Cafe' yi andiriyor, ama menu, musteri kitlesi ve tabi fiyatlari ile kendisini biraz daha yukarida konumlandirmis. Manzara harika, Halic uzerinden eski Istanbul' a bakiyorsunuz. Eminim aksam cok daha buyuleyicidir.

Cocuklarla gitmek gibi bir hata yaptigimizdan yemeklere cok dikkat gosteremedim ama adacayi ve pesto ile lezzetlendirilmis kusleme ve sari kiz mantarli risottom enfesti. Belki kusleme yerine iri bir karides ya da deniz taragini tercih ederdim ama adacayinin risottaya katkisi harikaydi. Tek elestirim porsiyonun cok kucuk olmasi... Muge' nin siparis ettigi kuskonmaz, proscuitto ve truf'lu pizzasi da bir onceki Palma d' Oro faciasindan sonra hayata donus gibi oldu. Genis bir sarap listesi ve guzel bir kav var ama uyarayim iyi bir sarap seceyim derken hesap ile birlikte "x" olabilirsiniz... Tatlilar Borsa tedrisatindan.

Servis icin ayri bir parantez acmak lazim, son derece profesyonel, guleryuzlu, menunun iceriginden haberdar -ki genellikle bir sey sordugunuzda hik mik ederler- genc insanlardan olusuyordu. Ayrica bizim cocuklari ve yan masada oturan problemli musteriyi bir guzel idare ettiler.

Fiyatlar bahsettigim gibi tuzlu, iki kisi birer ana yemek, birer icki, tatli ve kahve ile 170 tl odedik (cocuklar toktular, bir spagettiyi bolustuler). Aksam daha saglam bir menu ve bir sise sarap ile iki kisi tahmini 300 tl' ye cikarsiniz, ama iyi bir yemek istiyorsaniz ve Zuma, Ulus 29, Sunset ya da Bogaz haricinde bir yere gidelim diyorsaniz "X" i deneyebilirsiniz.

Sishane belki de on yillar sonra tekrardan canlaniyor.
X Restaurant (212) 334-0845

23 Şubat 2010 Salı

Palma d' Oro


Cumartesi aksami Bagdat Caddesi'nde yuruyup bir yandan da aksam yemegini nerede yesek diye dusunurken aklimiza uzun zamandir onunden gectigimiz ama nedense bir turlu yemek yemedigimiz Palma d' Oro geldi.

Palma d' Oro klasik Bagdat Caddesi kafelerinden farkli degil, menude neredeyse 100 degisik yemek var ve eminim lezzetleri birbirine cok benziyor. Pizzalar deseniz vasat, hatta vasat alti. Onume yogun hamurlu yumusacik bir pizza geldi, hatta peynirler bile tam erimemisti, lezzetini siz dusunun. Diger yemek de pizzadan daha parlak degildi.

Ote yandan Istanbul'da bulabilecegim en uygun fiyatli Montepulciano d' Abruzzo ictik. Bu uzumden gayet guzel saraplar yapiliyor, belki ust duzey degil ama 55 liraya daha ne olsun. Saraptaki vergi indiriminin isletme fiyatlarina yansimasi sevindirici.

Palma d' Oro' da cumartesi aksami tum masalar dolu, garsonlar ve mutfak kendini kaybetmis vaziyetteydi. Belki daha az yogun bir zamanda gitseydik daha farkli dusunebilirdim; ama yine de servis ve karsilama iyi niyetli, sarap da kaliteli ve uygun fiyatli idi. Ama daha onemlisi web sitelerine menu ve fiyatlarini koyabilecek seffaflikta bir isletme, sarap ve web icin kendilerini kutluyorum (ama pizzalari cok kotu, umarim normal zamanda daha iyidir).

19 Şubat 2010 Cuma

Slow Food


Aynen sayfalarindan ceviriyorum:
"Slow Food" Insanlarin kaybolan yerel gelenekler ve yediklerine karsi yabancilasip ilgisini yitirmesine, yemeklerin nereden geldigine, gercek lezzetlerine ve yemek secimlerimizin dunyanin geri kalanini nasil etkiledigine dikkat cekmek icin 1980'lerin sonlarina dogru fast food kulturune karsi kurulmus, kar amaci gutmeyen eko-gastronomik bir organizasyon.
Bunu yapmak icin de zevk ile sorumlulugu bir araya getiriyorlar.
En cok sevdigim kisim "fast food kulturune karsi kurulmus' cumlesi...

15 Şubat 2010 Pazartesi

Cekmekoy

Kim demis Cekmekoy uzak, bir seyler yemek icin bile ya Bagdat Caddesi' ne ya da karsiya gecmeniz gerek diye...

"Meydan" ile birlikte bir suru alternatif olustu: NumNum, Go Mongo, adini animsayamadigim bir italyan ve bu haftasonu acilan SushiCo. Cekmekoy'un icine girerseniz bir de Agaoglu my Country' de Levent'lilerin cok yakindan tanidigi Namli Kebap'in subesi var. Trafige girmeye usenenler icin hayat kolaylasti.

Caniniz balik mi istedi, kolay. Camlica tunellerinden Beylerbeyi' ne gitmek 15 dakika. Villa Bosphorous, Inciralti, Iskele elinizin altinda.

8 Şubat 2010 Pazartesi

Maria' nin Bahcesi

Genellikle bir yer hakkinda en az iki sefer gitmeden yazmamaya calisiyorum ama su siralar is cok ve gidebildigim yerler az olunca yazayim dedim. Dolayisiyla biraz subjektivite olabilir, idare edersiniz.
Maria'nin Bahcesi' ne Galatasaray'dan arkadaslarimla gittik. Son seyahatimde yedigim bol curry ve acili yemeklerden sonra her Turk gibi biraz detoks olma ihtiyaci hissettim ve guzelce raki icebilecegimiz ve rahatca sohbet edebilecegimiz bir yer ayarlamalarini rica ettim, sagolsunlar kirmadilar.
Maria' da yemek ve mezeler ortalama; hani aman bir tane daha soyleyeyim dedirtecek cinsten degil. Ama yemek oncesi ikram ettikleri tarama biraz tuzlu olmakla beraber guzeldi. Ote yandan, balik lokantasi ya da meyhanelerde ilk dikkat ettigim kriter yani beyaz peynir konusunda sinifta kaldilar, gayet yumusak ve Carrefour isi bir peynir getirdiler. Raki ise soguk servis edildi, o tamam. Ahtapot icin aslinda ayri bir paragraf gerekir, harikaydi. Vantuzlari uzerinde, suyu icerisinde, pamuk gibi bir ahtapot yedik, cok guzeldi.
Cok abartmadan yedik; balik olarak 1.5 kg' lik bir kalkan soyledik (kilosu 90 lira), gerisi standard mezeler. Kisi basi yaklasik 100 tl hesap geldi. Odenen hesap ile alinan kalite orani Maria' da malesef dusuk. Bir daha gidilir mi, bilmem, ahtapotu icin belki.

Ayvalik - Kozyatagi


Yillardir ofise yemek soyledigimiz harika bir lokanta var, Ayvalik. Bugune kadar Ayvalik'tan bahsetmemis olmamin onlara bir haksizlik oldugunu dusunuyorum.

Ayvalik, fantaziye kacmadan gunde sadece 4-5 farkli cesit yemek yapan, bu yemekleri de mevsime gore degistiren titiz bir aile isletmesi. Kullandiklari malzemeler her zaman mevsimine gore, taze ve lezzetli.

Adi Ayvalik olan bir yerde tabi ki zeytinyagli secenekleri bol, yemeklerde guzel bir sizma zeytinyagi kullaniyorlar, dahasi etrafta yiyeceginiz ne oldugu bilinmeyen yemeklerdense bildikleri bir kac yemegi hakkiyla yapmaya calisiyorlar. Menulerinde rahmetli anneannemin yaptigi yemeklerden eksili kofte, kalburabasma, fava gibi yemeklerin haricinde kuru veya taze borulce, lor tatlisi gibi Istanbul'da bulmakta zorlanacaginiz lezzetler de. Benim icin cennet.

Is yeriniz Kozyatagi civarlarindaysa yakinsiniz, yerleri Ataturk Cadde'sini girisindeki caminin arka sokaginda. Ayvalik' a mutlaka gitmenizi tavsiye ederim, calip musteriyi kandirmaya calismaktansa islerini hakkiyla yapmaya calisan bu insanlarla tanisin, pisman olmayacaksiniz.

Ayvalik 216.478-0770